Yaz Gecesi

Yeter Çatıkkaş
1 min readDec 13, 2020

--

Uzunca çalan ev telefonunun sesiyle uyandım.

Sesin, yazın açık bırakılan pencereden mi yoksa evimizden mi geldiğini anlamaya çalışıyorum.

Annemin, babama sessizce “Mehmet Ali telefon çalıyor” deyişini duyuyorum.

Sessiz konuşmaların ağır adımlara yankılanışını işitiyorum.

Ayaklarımın ucuna basarak kapı aralığından bütün odaların açıldığı salona bakıyorum.

Köydeki evler aynı ustanın mimarisinden çıkma, bütün evlerin dış kapıları salona açılır, salondan da evin odalarına açılır.

Annem ve babam telefonun yanı başındalar. Annem, kaygıyla ellerini ovuşturup, küçük harflerle dualar mırıldanıp, telefondan gelen haberin kötülüğünü kovuşturmaya çalışıyor.

Babam ise…

Babam ahizeyi kaldırıp “efendim” dışında tek kelam etmeden söyleneni dinleyip telefonu kapatıyor.

Anneme dönüyor, “Babam vefat etmiş.” diyor. İçimden “Dedem vefat etmiş.” diyorum.

O gece evimiz gündüze dönmüştü, uykunun evden kaçtığı, evin karanlık köşesinin kalmadığı…

Dedem Almanya’da yaşardı. Doksanlı yıllarda Almanya’ya giden işçilerdendi. Eşini ve üç çocuğunu geride bırakarak… Yılda birkaç kez geldiği olurdu. Geldi mi evimizde yaz şenliği başlardı.

Yarın gece saatlerinde dedemi bize emanet edecekler.

Sabahın ışıklarıyla evdeki ışıkları kapatıyoruz. Komşularımız haberi duymuş olacak ki gün içerisinde evimize geliyorlar. Kendi içinde hem acı hem teselli barındıran “Başınız sağ olsun.” cümlesini duyuyoruz çokça.

Babam, dedemin mevtasının morgda kalmasını istemiyor, “Babamın son günü bizimle kalsın.” diyor.

Gece üç civarlarında evimize yaklaşan arabaların sesini işitiyoruz.

Evimizde askıya alınan ağlamalar sahiplerine veriliyor.

Babam ve amcamlar cenaze arabasının yanına vardılar. Tabutu omuzlayıp bahçe kapısının yeni boyanmış maviliğinden içeriye giriyorlar.

Tabutu, gölgesinde soluklandığımız, oyunlar oynadığımız, sohbetler ettiğimiz, köyün köpeklerinin sıcak yaz günlerinde uyuyakaldığı akasya ağacımızın karanlık gölgesine indirdiler.

Dışarıda yaz rüzgarı esiyor usulca, akasya ağacı savruluyor, düşen akasya yaprakları dedemin tabutunun üzerine yavaş yavaş yeşil bir örtü çekiyor.

--

--